MEHMET EROĞLU

“Şimdi geçmişle geleceğin tam ortasındayız ve artık ne geride bıraktıklarımızın ne de gelecekte olanların bir önemi var. Hayat, içinde yüzdüğümüz kurşuni denizin ortasındaki şu ana sıkışıp kaldı. Birkaç saat ya da bir kaç gün sonrası kocaman bir boşluk.”

Issızlığın Ortası, syf: 20

“Yaşanan her serüven insan hayatında eksik kalan bir resmin tamamlanmasıdır.”

Issızlığın Ortası, syf: 39

“Hiçbir hayat yenilmeden, geri çekilmeden kazanılmaz…”

Issızlığın Ortası, syf:318

“Hayatı, onu katlanılmaz yapan gündelik ayrıntılardan kurtararak yaşamayı becerebilseydi insanlar! Hayatı beynin kıvrımlarından koparıp bir şimşeğin çakıp sönmesi kadar kısa süren düşüncelere sığdırmak mümkün değil. Hayat, beynin kıvrımlarından daha geniş. Her seferinde, her sınavda birdenbire önümde beliren, yüksek ve aşılmaz duvara benzeyen gerçekler bunu kanıtlamadı mı?Ama ben hayatı düşüncelerimde şekillendirdiğim gibi yaşamaya kalktım. Düşündüğüm, istediğim ve düşlediğim gibi.”

Geç Kalmış Ölü, syf: 283
 

“Bizler aslında hayvanız, hemde en kötüsü, pençe yerine parmaklarına demirden ölümler kuşanan bir türden. Sanki Homo-Homicidus. Yani öldürmek içgüdüsüyle öldüren cinsten. Biliyor musunuz ki, doğada hiçbir canlı kendi türünden olanları salt öldürmek amacıyla öldürmez. Ama biz insanlar bunun binlerce yolunu keşfettik. Kurşundan, nükleer silahlara kadar. Aslında korkağız. Ve bu doğanın içinde korkunç bir ürkeklik içindeyiz. Sonuç: Öldürmek ya da Tanrı yerine geçmek güdüsü.”

Issızlığın Ortası, syf:252

“Öyle bir insanlığın malıyız ki, değer verdiği bütün kavramlar kanla yıkanmış, barış diyerek açtığı bütün yollar kan göllerine dönüşmüş, mutluluk diye sunduğu herşeyin gölgesi ölümle damgalanmış.”

Issızlığın Ortası, syf:316

“İnsanlar gerçeği değil, görüntüsünü severler.”

 

Yarım Kalan Yürüyüş, syf: 28

Arama Yap
X